Murat Şeker’in son filmi “Çakallarla Dans 2 : Hastasıyız Dede” geçtiğimiz günlerde gösterime girdi. Film ilk seanslarda seyirciyle buluşurken biz de yönetmen ve senarist Şeker ile 4 çakal oyuncudan Timur Acar ve Murat Akkoyunlu’ya filme, sanata ve hayata dair sorularımızı yöneltiyorduk. Çakallardan sosyal medyaya, tiyatrodan dizilere bol kahkahalı bir röportaj gerçekleştirdik. Sinemanın Hastasıyız Dedeeeee!
Melis Z. Pirlanti: Çakallarla Dans 2 : Hastasıyız Dede’yi çektiniz. Devam filmi kafanızda daha önceden var mıydı?
Murat Şeker: Şöyle ki, ben baş çakal olduğum için benim kafamda vardı ama arkadaşların haberi yoktu. Sadece ufak bir temas edilmişti konuya, onu şarkı olarak koymuştuk; film kamuoyuna mal olursa, anlatmak istediğimiz anlaşılırsa diye koymuştuk; ilk filmin maksadı da biraz ‘underground” olmaktı zaten. Gişede orta halli bir rakama ulaştı ama sonra gösterildiği her mecrada abartı rakamlara ulaştı. Sonra bir kamuoyu baskısı oluştu devamı gelmiyor mu, çekmeyecek misiniz diye. Televizyonda çok gösterildi, her gösterildiğinde de iyi reyting aldı. Güzel olan şey totalde ve AB’de aynı reytingi almasıydı, o bizim hedefimizdi. Bir de her şeyin ötesinde birbirimizle çalışmaktan zevk alıyoruz. Birbirimize hastayız. O da var.
Kahkahalar…
Duygu Kocabaylıoğlu: Birinci filmin sonu zaten hikâyeye açık, kapı bırakacak şekilde bitiyordu?
Evet, zaten orada kamera yükselir, yeni olaylara doğru gökyüzüne gider; burada da aynı kamera hareketiyle kaldığımız yerden devam ediyoruz. Beni iyi takip eden izleyiciler şunu da bilir, beş yıllık kalkınma projeleri şeklinde film kariyerini sürdüren bir adamım. 2 Süper Film Birden’in içinde Aşk Tutulması da, Çakallarla Dans da proje olarak hazırdılar… Geçen yıl ilk kez hiç film çekmedim ben, bir sonraki beş yılı düşündüm.
Duygu K.: 2011’i sadece bir dizi projesiyle geçirdiniz…
Murat Şeker: Evet, bir tek o vardı, arada biraz da para kazanalım dedik. 5 bölüm sürdü o proje, 2 ay çektik. O da benim neden dizi yapmadığımın bir göstergesi oldu. Ben yaratıcı yönü olan bir adamım, dizide benim o yönüme ihtiyaç yok ki… Yani orada baş çavuş olarak duruyorsun, araya mecburen müdahale ediyorsun. Orada zamanı doldurmak için yeteneğine ihtiyaç var; yoksa değer verildiği için değil. Onu bir teyit ettim ben.
Melis Z.: Dizi olayı sizin için bitti mi yani?
Murat Şeker: Bundan sonra yaparsak çok orijinal bir şey olmalı; tamamen denetimi bizim elimizde olan. Onu da kanallar pek kabul etmez. Mesela 45 dakika bir şey yapabilsek ne güzel olurdu. Biliyorsunuz yurtdışında o sürede zaten komedi dizileri. Çünkü komedide şu var güldün mü yoruluyorsun. Bu matematiği olan bir sistem, 5 bobin var, her bobin 20 dakika ve ona göre biz seçimlerimizi yapıyoruz.. Komedi filmi yapmak zor. Bir espri yapıyorsun, ardından bir espri daha, onunla diğerinin arasını açman lazım.
Röportajın devamı için tıklayın.