Salı Akşamı Büyükada’da Aşık Adlı Filmi İzledik, Sırada Kedi Var!

Büyükada Adalar Kültür Derneği’nin bahçesinde yıllardır devam eden film gösterimlerime bu yıl 4 adet film seçkimle, yönetmen konuklarımla katılmıştım. İkinci haftamızda Aşık filmini, yönetmeni Bilal Babaoğlu’nu ve oyuncu/müzisyen Emirhan Kartal’ı ağırladık. Söyleşimizi izleyebilirsiniz:

Haftaya Salı Ceyda Torun imzalı Kedi adlı belgeseli izliyor ve üzerine söyleşiyor olacağız.

Adalar Kültür Derneği’nde Hürkuş: Göklerdeki Kahraman’ı İzledik, Haftaya ise Aşık!

Geçen sene Adalar Kent Konseyi’nde başlattığım yönetmen konuklu film gösterimleri seçkilerime bu sene kişisel olarak Adalar Kültür Derneği‘nde 4 film seçkimle devam ediyorum.

Dün akşam yaklaşık 60 kişilik bir katılımla derneğin şirin bahçesinde hem adalı dostlarla, hem İstanbul’dan gelen misafirlerimizle buluşup Hürkuş: Göklerdeki Kahraman adlı filmi izledik, ardından değerli yönetmen Kudret Sabancı ile söyleştik, kendisi sorularımızı cevaplandırdı.

Haftaya Salı akşamı 20:30’da Adalar Kültür Derneği bahçesinde Bilal Babaoğlu imzalı Aşık adlı filmi izleyeceğiz. Filmde Aşık Veysel Şatıroğlu’nu canlandıran müzisyen/oyuncu sayın Emirhan Kartal konuğumuz olacak ve filmle ilgili sorularımızı cevaplandıracak.

Adalar Kültür Derneği’nde Söyleşili Türk Filmleri Gösterimleri

Bir buçuk sene önce Büyükada’ya taşındım. Sinema yazarlığı, içerik editörlüğü, koordinatörlük konusunda hala aktif bir şekilde çalıştığımdan Büyükada’da deneyimlerimi kullanarak keyifli söyleşili film gösterimleri hayal ettim. Büyükada’da uzun süredir eski filmlerin gösterimleri yapılıyor pek çok mekanda, pek çok sinemasever ekip tarafından. Ben bu sayede yeni Türk filmlerini izletebilmek ve yönetmenlerle oyuncularla da buluşturmak istedim ada sakinlerini ve adaya gelenleri. Ve öyle de oldu, geçen sene neredeyse tüm yaz pek çok irtibat halinde olduğum yönetmeni ağırladım burada, filmlerini izleyip söyleşiler yaptık, Kent Konseyi’nin de katkılarıyla.
Bu sene ise Adalar Kültür Derneği‘nin bahçesinde yıllardır devam eden film gösterimlerine dört adet film seçkimle dahil oldum, dört hafta boyunca yeni Türk filmleri izleyecek, oyuncularla, yönetmenlerle söyleşeceğiz, ilki haftaya. 13 Ağustos 2019 Salı akşamı saat 20:30’da 2018 yapımı Hürkuş’u izleyeceğiz. I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda görev yapan, düşman uçağı düşüren ilk Türk pilot olan Vecihi Hürkuş’un hayatını konu alan filmin yönetmeni Kudret Sabancı konuğumuz olacak ve film sonrası kısa söyleşide sorularımızı yanıtlayacak. Hepinizi bekliyoruz.

Cüneyt Ağabeyi Alkışlarla Uğurlamak…

2007’den beri sinema yazarlığı, sinema içeriği editörlüğü ve bu mesleklerin etrafında dolanan alt/üst mesleklerle hemhalim. O yıldan beri basın gösterimlerinde, film festivallerinde, gala ve özel gösterimlerde, basın toplantıları ve kokteyllerinde Türkiye’de sinema üzerine yazıp çizen insanlarla bir arada olma şansına erişmiş bir sinema yazarıyım.

Her mesleğin bir ortamı oluyor kuşkusuz, bir nevi kulüpleşmek gibi oluyor, şanslıysanız aile olmak gibi olabiliyor bir süre sonra bu toplulukların biraraya gelişlerindeki hissiyat, bazen de hiç ait hissetmeyebiliyorsunuz ama çaresiz içinde buluyorsunuz kendinizi.

Çok çeşit insan tanıdım bu sektörde. Samimi, sahte, sıcak, uzak, ukala, mütevazi, arkadaş, menfaatçi, verici, bencil… Her toplulukta olduğu gibi pek çok figür…

Bir kaç isim var, gerçekten yanlarında iyi hissettiğim, ben olabildiğim, iyi ki tanıdım diyebildiğim, samimi alışverişler kurabildiğim, sanırım maksimum iki elin parmakları kadar. Cüneyt Cebenoyan da bu isimlerden biriydi benim için. İstanbul’da pek çok basın gösteriminde birlikte film izlediysek de biz Cannes’da bir film kuyruğunda “gerçekten” tanıştık. (Sevgili Yekta Kopan‘la tanışmamız da öyle olmuştu.) Sonra da her basın gösteriminde, her festivalde (özellikle Ankara en son aklımda) hep kısa da olsa sohbet etmeye başladık. En son “siz” dediğim için serzenişte bulunmuştu bana, sen der misin demişti.

Mizahiydi dili her zaman, yüzünü hep gülerken gördüm ben, hatta hafif muzır bir çocuk gibi ifadesi en çok aklımda kalan.

Trajik yaşam öyküsünü facebook sayfasında kendi kaleminden paylaştıklarıyla öğrenmiştim. Ablası Yasemin’i, oğlu Ali’yi, anne ve babasını kaybedişini. Yasemin’in ölümüyle ilgili beklediği bir kuru özrü… Dili sivriydi Cüneyt abinin, sakınmazdı hiçbir düşüncesini, duygusunu da. Ama usturubuyla, en çok da bilgisiyle. Boş boş bir şeylere laf etmezdi, savunduğu, belki öfkeyle, belki sevgiyle, belki üzüntüyle uzun uzun anlattığı, yazdığı her şeyin içini doldurmaya bence özellikle özen gösteriyordu. Bana ne ben böyle düşünüyorum, hissediyorum gibi değil, neyi niye söylediğinin sorumluluğunu alarak…

Maalesef öyle bir hız ve tüketim çağında yaşıyoruz ki, bazen iyi ki Facebook vs var diye düşünebiliyorum çünkü onunla şu 9-10 senede aynı ortamda biraraya gelişim belki 7-8 keredir, bunların kaçta kaçı oturup da dolu dolu sohbet edilecek ortamlardır, çok azı. Ama Facebook’ta gevezeydi Cüneyt abi, o sayede de bol bol aklını, fikrini, duygularını, düşüncelerini, öfke ve mutluluklarını paylaşabildi bizlerle, ben şahsen yakından takipçilerindendim. Kızı, eşi, köpeği, hayvan ve çocuk sevgisi, müzik bilgisi, siyasi düşünceleri, radyo programı, film yazıları, röportajları… Ben çok beslenmişim, şöyle bir geriye dönüp bakıyorum da.

Bir film çözümleme atölyesine de katılmıştım, o da dolu doluydu. İyi ki katılmışım.

Çok şanslıyız, seninle aynı havayı soluduk, ilgilerin, alakaların ve bunları paylaşışın sayesinde senden çok şey öğrendik çevrendeki meslektaşların olarak, yaşanan olayların acısını hem unutmamak, yaşatmak ve bunlarla ilgili mücadele etmek hem de pozitif kalmak, mizahla, güle eğlene, üretmeye devam etmek nasıl olurmuş sende gördük. Çok şanssızız, çok genç yaşta kaybettik seni, hiç yakışmadı o kocaman, göğsü dik duruşuna ama bu yakışmama dünyanın bu kısmından bakınca yaptığımız bir yorum elbet, kimbilir belki de senin acıların dindi, belki sevdiklerinle kavuştun, ya da belki bunlardan hiçbiri, bu dünyadan geçen ve parlaklığıyla pek çok insanın gözünü kamaştırmayı başarmış yıldızlardan biriydin belki de sadece ve bu bile ne çok şey!

Seni alkışlarla uğurladık son yolculuğuna, o anın bende uyandırdığı duyguları hiç unutmayacağım. İyi ki seni tanıdım. Uğurlar ola Cüneyt abi.