Doksanların sonunda bendeniz üniversite öğrencisi iken Kent FM’de yayınlanan bir radyo programı dinliyordum. O zamanlar çevremde kimse bilmiyordu bu programı, ben de herkese söylemiyordum dinlediğimi açıkçası, çünkü bu programı yapanlar biraz “edepsiz” adamlardı ve çok alışılmışın dışında bir dille sunuyorlardı programlarını. Kaybedenler Kulübü idi burası.
Kadıköy sokaklarında Kaan Çaydamlı ile, Şenol Erdoğan ile tanışmış, Masal Evi’nde, Hera’da takılırken 6.45 yayınevi için çeviri denemeleri almış şanslı bir Kadıköy’lüydüm bana sorarsanız.
Program çoktan bitmişken 2011’de kişiliğini çok sevdiğim bir yönetmen olan Tolga Örnek’in, bu adamların hikayelerinin filmini çekeceğini öğrendiğimde epey üzülmüştüm, popüler olmasını istemediğim bir hikaye olduğundan. O kültüre hakim olmayan izleyicilerin, film ne kadar başarılı olursa olsun, hikayeyi doğru okuyamayacakları kaygım vardı. Kim doğru okudu, kim okumadı, hala da bilemem tabii.