Kundura Sinema’nın çevrimiçi izleme platformu Kundurama‘nın yeni seçkisi “Rüyanın Öte Yakası” yayında.
New York merkezli bağımsız film platformu Kinescope’un kurucusu yazar Pawel Wieszczecinski’nin küratörlüğünde hazırlanan seçkide izleyicinin hafızasını, zihnini ve duygularını harekete geçirmeye hazır, ikisi kısa 3 film gösterilecek.
İngiliz yönetmen ikili Daniel & Clara’nın 2019 yapımı belgeselleri “Notes From A Journey / Bir Yolculuktan Notlar” bizi duyularımızı açmaya davet ederken; Hindistanlı genç yönetmen Payal Kapadia’nın rüyalardan beslenen ödüllü kısa filmleri de izleyiciyi geçmiş zaman masallarını andıran spiritüel bir dünyanın içine çekecek.
“Rüyanın Öte Yakası” seçkisi 19 Temmuz’a dek Kundurama‘da Türkçe altyazılı ve ücretsiz izlenebilecek.
Yeditepe Üniversitesi Yüksek Lisans’ından mezun olurken Yolcu adlı bir kısa film çekmiştim bitirme projesi olarak.
İlginçtir eski dostum Çağrı Dörter ile yıllar sonra birlikte bir kısa film projesine imza atalım diye biraraya geldiğimizde ve bana kısa film senaryosunu anlattığında, o an için jeton düşmedi ama filmi çekip bitirdiğimizde ve ilk kez izlediğimde, bir anda tüylerim diken diken olmuştu. Yolcu ile Kutu’nun çok ince ve derin bağları vardı aslında konusu itibariyle. Demek dostum Çağrı da ben de, geçmişten kurtulmak için mekan değişikliği yapmanın yeterli olup olmadığı konusunda kafa patlatmıştık ve bu da ürettiklerimize yansımıştı uzun yıllar sonra da olsa. Çağrı’nın ilk kısa metraj film denemesi olan Kutu’da başrolde yer aldığım için çok şanslı hissediyorum kendimi. Çok keyifli bir süreç geçirdik, yine pek çok şey öğrendik. Çağrı’nın projeleri aldı yürüdü sonrasında da , kısa film projelerine tam gaz devam etti, şimdi ise bir uzun metraj fikri var, üzerine çalışmaya başladı bile, umarım onda da güzel paslaşmalarımız olacak.
Lafı fazla uzatmayayım, bir senedir Kutu festivallere katılıyordu, özellikle yurtdışı festivallerinde pek çok seçkiye katılma şansı elde etti film. Dün ise artık herkesin izlemesine açık olacak şekilde youtube’da bir ilk gösterim yaptık, öncesinde de canlı olarak bağlandık ve ekip olarak soruları yanıtladık, çekim anılarımızı paylaştık. Söyleşiye de 4ermedia ‘dan ulaşabilirsiniz.
2000 – 2005 arası Yeditepe Üniversitesi’nde Radyo TV Sinema yüksek lisans programındaydım ve bitirme projesi olarak aşağıdaki filmi çektim. Anca koyabildim youtube’a.
Ağustos 2020’de, her Salı, Adalar Kültür Derneği bahçesinde açıkhava film gösterimleri düzenledim, kendi seçkim olan filmleri izlettim. 11 Ağustos akşamı altı adet kısa film izledik. İlk Film Serdar Yılmaz imzalı Su Birikintisi idi. Serdar Yılmaz da aramızdaydı ve harika bir söyleşi gerçekleşti. Bir başka konuk yönetmenimiz ise şimdilerde vizyona giren Kovan filminin yönetmeni Eylem Kaftan’dı, kendisine de sorularımızı yönelttik. İzlediğimiz ikinci kısa film benim de oyuncu olarak yer aldığım, Çağrı Dörter imzalı Kutu adlı kısa filmdi. Üçüncü film Malatya Film Festivali’nde izleyip çok çarpıcı bulduğum için zor seyirliğini tahmin etsem de seçkime katmadan edemediğim Fraktal: Munchies idi, yönetmeni Zahid Çetinkaya gelemediği için bize bir not göndermişti. İzlediğimiz dördüncü kısa film Yağmurda Kalanlar ismini taşıyordu, Çiğdem Kara Uçukoğlu da Seferihisar’dan bize sevgilerini yolladı. Beşinci filmimiz Cihanşümul da Seferihisar seçkisinden bize ulaşan kısa filmlerden biriydi, yönetmeni ise Aytül Yüksel idi. Son kısa filmimiz ise 17 yaşında bir genç kızın çektiği Evde Hav Türkiye adlı kısa filmdi, o gece bizime birlikte olamayan genç yönetmen Nisan Uğur bize bir de video not yollamıştı. Bu güzel gecede emeği olan ve katılım gösteren herkese teşekkür ederim.
Nihan Belgin, sevdiğim bir yönetmen/oyuncu arkadaşım. Ancak burada bir arkadaş kayırması yaşanmayacak. Zira her şeyden önce pandemi sürecini halihazırda yaşarken ve etkilerini hissederken, yine pandemi ile ilgili bir film çekme fikri ve bunun fikirde kalmayıp kolların sıvanmış olması bana göre yeterince kıymetli.
Nihan, bu filmi hem yazmış, hem çekmiş, hem filmde oynamış hem de kurgulamış. Sevgili Umut Beşkırma da ona görüntü yönetmenliği desteği vermiş.
Nihan, daha önce birçok uzun metraj ve belgesel projeleriyle karşımıza çıkan ve çok yönlü çalışmalar yapan bir genç kadın yönetmen.
Karantina sürecinde hepimiz gibi evde kendisiyle, iç sesiyle ve televizyonun sesiyle başbaşa kalan bir kadın ve ıssız İstanbul sokaklarında volta atarken farkına vardıkları… Siyah beyaz, melankolik bir kısa film “Kendini Yalnızca Kendinde Yok Et”. Teaser’ını buradan izleyebilirsin:
Sürecin herhangi bir bireydeki varoluşsal farkındalıklarını konu almış iç sesini bizimle paylaşırken Nihan. İstanbul’un koşturmasından daralan ruhum bu sessizlikte günden güne iyileşirken birileri ise hastalanıyor, bu nasıl bir paradoks, demeye getiriyor.
Gel de özdeşleşme.
En sevdiğim cümle de şu oldu: Zaten bu dünyada her şey biz kendimizle başbaşa kalmayalım diye tasarlanmadı mı?
Filmi estetik yönden çok başarılı buldum. Siyah beyaz tercihi, kamera açıları, mekanlar, müzikler tam da olması gerektiği gibi olmuş, hikayenin ruhuna uymuş.
Kendini Yalnızca Kendinde Yok Et
Filmle ilgili şöyle bir hisse kapıldım. Zaten çekilmesi gereken bir filmdi ve tam da o sadelikte çekilmiş. Bazı sanat eserleri öyle hissettirir ya, bu şarkı, bu şiir zaten olmalıydı, cuk oturmuş ve yerini bulmuş, artık o tarihte yerini aldı, gibi hissettirir. Sanki bu film de öyle bir his verdi bana. Yerini bulan, cuk diye oturan, sadeliğiyle, söylemesi gerekeni söyleyip çekilen.
Pandemi ile ilgili eminim pek çok film projesi gündemdedir. Çekmekte olanlar vardır, çekecek olanlar vardır. Duyduğum bir belgesel projesi vardı yine genç bir yönetmen olanEkrem Doydu‘nun. Ancak pandemiyi konu alan ilk izlediğim film bu sade ve etkili kısa film oldu. O kadar zengin bir kaynak ki şu an bence yaşananlar. Sanat gözüyle, felsefi gözle, varoluşsal gözle, edebi gözle, müzikal ya da estetik anlayışlarla vs bakılabilecek çok fazla köşesi, bucağı, yönü var. Nihan Belgin hızlı davranan bir yönetmen oldu. Bakalım daha neler izleyeceğiz bu dönemin meyvesi olarak.
Kendini Yalnızca Kendinde Yok Et, 25 Mayıs – 1 Haziran tarihleri arasında, yani 1 hafta boyunca online olarak izlemeye açık. Sonrasında filmin festival serüveninin başlaması planlanıyor. Bu hafta kaçırma izle derim ve yorumlarını beklerim. Filmi bir hafta boyunca buradan izleyebilirsin:
Ekipten ve oyuncularından biri olduğum Çağrı Dörter’in ilk kısa metraj filmi Kutu (The Box), Uluslararası Lift Off Sessions FilmFestivali ve UluslararasıFirst Time Filmmaker SessionsFilm Festivali’nde yarışmak üzere resmi seçkiye katılmaya hak kazandı.
Yaşadıklarından sonra her şeyi bırakıp kimsenin onu bulamayacağı uzak bir köy evine kaçan bir kadının, kapısına dayanan ve elindeki paketleri alması için ısrar eden garip ve gizemli bir postacı tarafından huzurunun kaçırılmasını konu alan Kutu’da, gerilim ve gizem aynı anda artıyor.
The Box (Kutu) filmi, festival süreçleriyle birlikte Türkiye’nin çeşitli yerlerinde özel gösterimlerle de seyircilerle buluşacak. Geçtiğimiz Pazar filmimizin ilk özel gösterimini yaptık. Tüm katılımcılara ve destekçilere teşekkür ediyoruz.
Çekimleri 3 aydır süren, hem yapım ekibinde olup hem de oyuncu olarak eşlik ettiğim Kutu adlı kısa filmin (The Box) İstanbul ve Bodrum’daki tüm çekimleri tamamlandı ve prodüksiyon aşamasına geçildi. Bugün itibariyle, projeye dahil olmak ve destek vermek isteyen tüm dostlarımızın katılımı mümkün hale geldi. Kimi dostlarımız bu filme yapımcı dahi olabilecek veya ismini projeye farkı şekillerde kalıcı olarak dahil edebilecek. Projede alacağı sıfat, IMDB dahil olmak üzere, dünya sinema verilerine eklenerek resmi anlamda kayda girecek. Detaylara, bu fongogo sayfasından ulaşabilirsiniz.
Kutu’nun (The Box) en geç Eylül 2019 itibariyle hem Türkçe hem de İngilizce iki yapım olarak yurt içi ve yurt dışındaki festivallere katılmaya başlaması ve 2019-2020 boyunca bu sürecin devam ettirilmesi planlanıyor.
Projeye dahil olmak isteyen dostlarımız, fongogo bağlantı linki üzerinden doğrudan destek sağlayabilir ve projenin gerçek anlamda bir parçası olabilirler.
Enjoy watching the first trailer of our short film project “The Box (Kutu)” which we will be sending to international film festivals. Shooting has started in Istanbul and will continue in Bodrum…
Uluslararası film festivallerine gönderilmek üzere çekimlerine Istanbul’da başladığımız ve Bodrum’da devam edeceğimiz “Kutu (The Box)” isimli kısa filmin ilk fragmanı. İyi seyirler…