21. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali’nin Ödül Töreni’ndeydim

8-11 Aralık tarihleri arasında gerçekleşen 21. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali bu yıl, Fransız Kültür Merkezi’nin katkılarıyla “Çağdaş Fransız Sineması” ile “Fransız Sinemasının Büyük Ustaları”na odaklanırken “İlk Randevu” bölümleriyle İstanbullu sinemaseverlerin karşısına çıktı.

TÜRSAK tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle gerçekleştirilen 21. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali’nin Fransız Kültür Merkezi’ndeki törenindeydim. Gecenin sunuculuğunu oyuncu Ege Kökenli üstlenirken geceye TÜRSAK Vakfı Başkanı Fehmi Yaşar, TÜRSAK Vakfı Başkan Yardımcıları Cemal Okan ile Gökhan Mutluay, Yönetim Kurulu üyesi Demir Karahan, Genel Kurul Üyesi Elif Dağdeviren, oyuncu Yiğit Özşener oyuncu Tuğçe Zeynep Bayat ve ünlü modacı Bahar Korçan katılmıştı.

Gecede konukları ilk selamlayan TÜRSAK Vakfı Başkanı Fehmi Yaşar oldu. Yaşar’ın uzun ama akıcı ve dolu dolu konuşması açıkçası beni çok etkiledi ve şaşırttı, sanırım böyle ortamlarda uzun süredir bu kadar cesur ve samimi bir konuşma dinlememişim. Not alabildiğim kadarıyla şunları aktardı;

“Ön yargılar ayaklandı. Anlayışsızlığın, ötekileştirmenin kalın duvarları, Berlin duvarı gibi Pink Floyd’un muhteşem şarkı ve animasyon ve filmindeki duvarlar gibi tekrar aramıza girdi. Sesimizi değil, feryadımızı duyuramıyoruz, kimseleri duymadığımız gibi, acılarını da hissedemiyoruz.Ortak dünya, ortak değerler, ortak kültür imkanı giderek azalıyor ve maalesef insanlık karanlık bir yolda büyük bir savaşa doğru kahredici bir iletişimsizlik, yıkıcı bir anlayışsızlık ve ötekileştirme, gören bir körlük, duyan bir sağırlık, dokunan bir hissizlik içinde gidiyor. İşte bu atmosferde sanat, sanatçı ve sanat ürününün önemi yeniden ve daha büyük bir ihtiyaç olarak ortaya çıkıyor. Dünyayı ekonomi, siyaset değil sanat kurtaracak. Herkesin bildiği bu sırrı, bir kez daha sizinle paylaşmış olmaktan mutluyum.”

TÜRSAK Kültüre ve Sanata Yüksek Katkı Ödülü’nü kültür ve sanat yaşamımıza sunduğu değerli katkılardan dolayı “Kariyo & Ababay Vakfı” aldı. Ödülü Kariyo & Ababay Vakfı’nın kurucuları Dürin Ababay ve Sami Kariyo birlikte alırken teşekkür konuşmasını Sami Kariyo yaptı. Kariyo konuşmasında şunları dile getirdi; “Bu ödülü hem vakfımız adına hem de Başka Sinema’nın emektarları adına alıyoruz. Başka Sinema gerçekten bu işe kendini vakfetti. Kendini sinemaya ve sanata vakfetmiş değerli insanları var. Hepimiz aynı yolun yolcusuyuz ve sanata, sinemaya gönülden destek veriyoruz. Bir avuç insanız kısıtlı imkanlarla elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Ben bu ödülü bir sinema dostundan bir diğerine verilmiş çok hoş bir hediye olarak kabul ediyorum. Dostların birbirini hatırlaması son zamanlarda çok sık olan bir şey değil.”

Fransız Kültür Ateşesi Christophe Pecot da gecede bir plaket aldı.

Çılgın Pierrot

Gecede daha sonra Jean-Luc Godard imzalı Pierrot le Fou (Çılgın Pierrot) adlı filmi izledik. Amerikalı cinayet-macera romanları yazarı Lionel White’ın Obsession adlı romanının serbest uyarlaması olan film 1965 Fransa İtalya ortak yapımı. Filmde başrolleri Jean-Paul Belmondo ve Anna Karina paylaşıyorlar.